3 Şubat 2011 Perşembe

Bir çift ayakkabı alayım, topuksuz olsun lütfen!

Öğrenci modumdan kurtulalı çok oldu. Güzel güzel topuklu ayakkabılarım vaar cici bici kıyafetlerim vaar ama gel gör ki olmuyo işte! Ne zaman topuklu ayakkabı giyip dışarı çıksam kendimi büyümüş de küçülmüş gibi hissediyorum. Oturmuyo üstüme sanki. Ya da çok fazla oturuyor abartı oluyor çok dikkat çekiyorum bilmiyorum, onun ayırdına varamadım henüz. Seviyorum da, kendimi kadın gibi hissetmeyi aslında ama evden çıkarken o topukluları giyme fikri bana soğuk terler bastırıyor nedense. Dışarı çıkıp, apartman kapısından geri dönüp değiştirdiğimi biliyorum kaç kere. Ha bi de şu var, millet tıkır tıkır yürürken, ben ya bi yere takılıp tökezliyorum , kayıyorum ya da tabanlarım ağrıdan ölüyor anasını satiim. Bridget Jones gibi bişey oluyorum bazen. Salına salına kendime sonsuz güvenle yürümek istiyorum ulen yollarda ben de. Sanırım bunu başaranlar, öğrenciliğinde de koca anti-estetik çirkin postallar giymeyip, okula topuklularla gelip, biz paçozların diline düşüp yerden yere vurduğumuz tipler olsa gerek.  Anasının karnından topuklu ayakkabıyla doğuyor bunlar. Biz gibi 4 senesini erkek modunda geçirmeyip kadın olduklarının erkenden farkına varıyorlar tabi..Annem, kuzenlerim falan yıllarca uğraştı yazık. Ne zaman çarşıya çıksak " çık artık kızım şu öğrenci modundan" diye bana cici bici çantalar, kıyafetler falan alırdık. Bir süre giyer, sonra bir kenara atardım. Atmayaydım iyiydi...Kendime göre bir tarzım var şimdi, seviyorum da. Sade bir kadınsılık diyelim biz ona. :-) Topuklularla rahat etmek istiyorum ama ben deee, herkes gibi..seviyorum çünkü...Kendi gözümde hala çocuk gibi olmak kötü bir şey...sanırım ondan kaynaklanıyor herşey...kafiyeli oldu hey hey :-))

Hiç yorum yok: