27 Şubat 2012 Pazartesi

diyardan gitmek mi, deveyi gütmek mi?

Bazen bir hınçlanıyorum ki anlatamam. Aslında kendime uzun zamandır sakin olmayı ve diğer insanlara "hadlerini bildirme" nin yalnızca beni yoracağının telkini veriyodum ama bazen içimden öyle bir ateş fışkırıyo ki, gidip ağzıma gelen küfürleri savurup, nefes alıp vermelerinin bile havayı kirlettiğini söyleyip bütün hıncımı kusasım geliyor. Ben bıktım bu yalakalardan. Bi de yalaka olduklarının farkında bile olmayıp, başkalarının üzerinden var olmaya çalışan pisliklerden. "Bırak boşver ne zararları var, onlar da öyle" diyemiyorum çoğu zaman. Çünkü benim zamanımı çalıyolar, zihnimi yoruyolar, sinirlerimi geriyolar. Hayatla barışık olmak? evet hayatla barışığım aslında. Hayatın nasıl yaşanması gerektiğini, acıların sıkıntıların hep olacağını hazmettim, isyan etmiyorum hayata artık. Büyüdüm ama bu yalakalar yok mu...Bu kadar zaman kendime, kendime ait bir dünya bi kafa bi bakış açısı geliştirdim, ben salak mıyım, bilseydim kendimi bu kadar yormazdım, geçinir giderdim başkalarının zevkleriyle.

Neyse...bi de canımı sıkan bir diğer konu var. O da, "aşk" ı a sını yaşamayıp sen aşk acısı yaşadığında uzaktan ahkam kesen kız arkadaslar. Acıdan ölüyorum dediğinde, aslında istediğin sadece yanında olacak biri olduğunda, o küçücük beyinleriyle edebildikleri tek lafın "yaşaman bak, arama sorma, takma" olduğu sığ beyinler. Ve en acısı da dostun oldugunu sandığın insanlar bunlar. Koşarak yanınıza geldiğim günlere lanet olsun diyorum içimden. Hepiniz acıdan geberin inşallah! Bir kişi de çıkıp "o kadar aşıksan vazgeçme, dayan, sabret " demiyor.Bir kişi de yapıcı bir laf etmiyor. neden bu kadar yıkmaya yönelik hep kafalar? Bi de " başka şeylerle ilgilen, ılık bir duş al" gibi laflar ediyolar ya...evlere şenlik...!  Acı çekiyosun evet ama bu acıdan seni ılık bir duş kurtaracaksa vay haline yani! Ne salakmışım ben bunu nasıl düşünemedim!!

Sabah sabah hey heylerim tepeme çıktı gene. Ya bu diyardan gideceksin ya bu deveyi güdeceksin durumu. daha karar veremedim...!