1 Şubat 2012 Çarşamba

Dostumu yedim, mutluyum.

Dost diye bişey yok abi. 32 yaşına gelmiş bi insan olarak gönül rahatlığıyla bunu söyleyebilirim. Dost, pek çok şeyde oldugu gibi uydurulmuş ve insaların mecbur bırakıldığı bir durum.Biriyle uzun yıllardır öyle ya da böyle bağın kopmadıysa arada arayıp dertleşiyosan falan bunu dostluk diye sallıyolar. Öyle bi kavram yok bi kere. Saçmalık. Bir insandan dost olmaz. Yani "dost" denilen şeyi kriterleri doğrultusunda. İnsan denen yaratık bildiğin, bencildir. Kimsenin derdi de umrunda değildir. Olması da şart değildir zaten. Bi çıkarı vardır eğer sana iyi davranıyosa. Aha şimdi şu saatte ara mesela ben ölüyorum diye, ilk sözü "sakin ol" olacaktır ve seni ikna etmeye çalışacaktır, oysa sen yalnızlıktan ölüyosundur ama kimsenin umrunda değildir. Herkes sıcak yatağını sana tercih eder. Bunu kabul etmek lazım. Hah! işte tam da bu noktada belki de asıl bomba durum giriyor devreye; zaten dostluğun böyle algılanması değil midir asıl yanlış? İŞte ben bunu anladım bu yaşımda. gecenin bilmem kaçı olursa olsun aradığında koşarak yanına gelecek adamı dost diye düşündük biz. Ulan niye gelsin? bebek misin sen? kendi sorunlarınla kendin başa çıkamadıktan sonra başkalarının sırtına yıkmak, onlardan medet ummak ayıp değil midir? Gecenin 3 ü olmuş ayrıca, yat uyu! sabah konuşursun konuşacaksan..ama yoook..vay efendim aradım da gelmedin ne biçim dostsun...yok arkadaş, kendimize gelelim, silkinelim ve kendi dertlerimizi kendimiz çözmeye çalışalım...ve başkalarını buna alet etmeyelim...gene onlarla çık gez eğlen...ama dostluk kavramının bize zorla öğretilen o ağır anlamından sıyrılalım...kimseye dertlerimizi yıkmayalım...ayıp denen bişey var..

Yalaka insan

Yalaka insanları bi kaşık suda boğasım var. Öyle midemi bulandırıyolar ki anlatamam...bi hınç bi sinir harbi yaşıyorum. Bi halttan anlamayan cahil cühela ve gerizekalı sürüleri geziniyor etrafımızda. Anlamamakla kalmayıp bi de çevrelerinde kendilerinden daha bilgili daha akıllı oldugunu düşündükleri insanlara karşı sürekli bi ağzı açık ayran deliliği, saçma sapan bir hayranlık duyuyorlar. Kendilerini geliştirmek okumak, eğitmek yerine bu insanların zevklerinden, bilgisinden beslenip kendilerine bir yer edinmeye çalışıyorlar. Hayatları boyunca dinlemedikleri müzikleri dinliyor görünüp adını sanını bile duymadıkları şairleri yazarları biliyor okuyor görünüp ilgi çekmeye çalışıyor bu gerizekalılar. hayır burda mesele bir şey bilip bilmemek değil, elbette kimse herşeyi bilmek zorunda değil ama bilmediği halde biliyormuş gibi görünme durumu yok mu...hadi anlamıyosun bi halttan aç oku o zaman ya da eğit kendini, araştır, öğren..bu yüzeysellik, bu çiğlik beni deli ediyo...bildiğin kadar görün etrafa...doğal, samimi ol...öyle samimiyetsiz öyle bayağı ki...gülüp geçemiyosun da...garip bir acıma hissi uyandırıyorlar bende...

Aslında dostlukla  ilgili bi yazı yazacaktım ama şu an beynimde asıl yer kaplayan buydu sanırım...onu da yarın yazarım..