1 Mart 2011 Salı

Bit pazarında idik...

Bugün bit pazarındaydık. Çok güzel bir antikacı keşfettik. Aslında sadece antikacı da değil. ne ararsan var. 1 milyoncu tarzında bir antikacı daha çok. Kağıt lambalar, sepetler, süs eşyaları, boncuklu asma kapılar, sehpalar ve daha bir sürü şey...pembe, turuncu ve yeşil pembe kağıt lambalar ve kırmızı kurdeleli hasır bi sepet aldım. Fotoğraflarını çekmeye üşenmesem çekip koyucaktım ama halim yok :) sonra bir ara koyarım.

Bit pazarı deyince aklıma hep "Eternal sunshine of the spotless mind" gelir. O kavga ettikleri, bit pazarı (flea market) sahnesi. Hiiç öyle...Bugün kırmızı beremle dolaşırken daha bi çok geldi. Çocuk konusunu açsaydım kesin o sahneyi aynen yaşardık hahaha :) Kate Winslet'in turuncu saçları ve mavi beresi vardı gerçi ama olsun. Yaşardık işte..Daha sonraki sahnelerin birinde de " I should have left you at the flea market!" ( seni bit pazarında terk etmeliydim) diye bağırır Kate Winslet...Hatırlarsınız. Ne acaip filmdi...Ooy...

Neyse işte, öyle...:)

Hiç yorum yok: